Köşe Yazıları

CAMİ

Uzun zamandır Cumhurbaşkanı’nın Yalova’nın denizden gelirken siluetini belirleyecek bir cami istediği söyleniyordu.Görülüyor ki yerel bürokrasi de bu talebi yerine getirmek için çalışıyor. Tabidir ki bu konu çok su kaldırır, toplumun..

CAMİ

Uzun zamandır Cumhurbaşkanı’nın Yalova’nın denizden gelirken siluetini belirleyecek bir cami istediği söyleniyordu.Görülüyor ki yerel bürokrasi de bu talebi yerine getirmek için çalışıyor.

Tabidir ki bu konu çok su kaldırır, toplumun her kesiminin söyleyecek sözü vardır

Böyle durumlar için “Tüm kuşları hallettiniz bir leylek kalmıştı” denir.

Yalova’nın uzun bir sahili var, merkezde ve ilçelerde sahilllerdeki yapılanmanın çok sağlıklı ve estetik bir yapılaşma olmadığı hepimizin mâlûmu, denizden de baksanız tepeye çıkıp da baksanız durum değişmiyor.

Hal böyle iken, İDO iskelesinden başlayarak TİGEM arazisine kadar olan sahil kesiminde her sene artarak gelişen yapılaşmanın çirkinliği gözler önündeyken ve de bu durum, toplumun ve yerel siyasi aktörlerin, çok da dikkatini çekmiyorken, Cami yapımına yoğun bir tepki verilmesinin sebebi acaba ne olabilir?

Slogan olmuş deyimle ” deniz manzaralı ” otobüs terminali, minibüs durağı , polis merkezi, anfi tiyatrosu, otoparkı, hiç de geçici ve prefabrik olmayan büfeleri, kafeleri söz konusu edilmez de ,Cami söz konusu olunca sosyal medyada ve toplum arasında yoğun bir hassasiyet yaşanır?

Daha önceleri “bunlar camiye karşı” etiketinden ve eleştirisinden çekinen politikacılar bile açık bir şekilde eleştiri oklarını, hatta alaycı bir biçimde dile getiriyor, sosyal medya ortamında paylaşımlarda bulunuyorsa bir şeyler değişiyor demektir.

Bence bu bir cami yapılsın, yapılmasın tartışmasının ötesinde bir şey.

Buna tepki gösterenler camiye,ezana ,namaza karşı olan insanlar değil,.

Benim kişisel gözlemim: son günlerdeki Diyanet’in olur olmaz her konuda fetva vermesi, Diyanet’e hastane arazisi, çocuk tacizcisi şeyh gibi olgular, ve bunlar gibi gitgide biriken, kendilerini islamcı olarak adlandıranların ikiyüzlü davranışları, artık insanların dinle olan mesafelerini gözden geçirmesine yol açıyor.

Kendilerini Muhafazakar olarak adlandıranların iktidar dışında pek bir şeyleri kalmamış; akıl ve düşünceden eser yok.

Sadece Cumhurbaşkanı’nın akıllara durgunluk veren pragmatizmi ve gündem belirleme yeteneği ile iktidar gemisi yüzdürülüyor.

Cumhurbaşkanı politikadaki ustalığını gösteriyor, dalgalanmaları izliyor. Milliyetçi bir dalga geliyordu , bu dalgaya bindi ve daha yükseğe çıktı. Atatürkçülük dalgası, ve

buna da hazırlıklı. Bir anda Atatürkçülüğe döndü.

Biraz “Bozkurt”, biraz “Putin”, biraz “Çin’e hoşgörü”, ara sıra da “Gazi Mustafa Kemal” işlem tamam. R. Tayyip Erdoğan hayranlarını zaten ikna etmek kolay.

Ama şimdi seküler yani laik , ve hatta ne yazık ki, din karşıtı bir dalga geliyor.Bunu Diyanet İşleri Başkanlığı da söylüyor, gençler arasındaki deizm tehlikesine dikkat çekiyor.

Her yere İmam Hatip Liseleri açılıyor fakat Ensar Vakfı’na bağlı Değerler Eğitimi Merkezi’nce paylaşılan bir araştırmaya göre, imam hatip liselilerin yüzde 73’ü “Bugün yeniden imam hatip’e gelmezdim” diyor. Yüzde 68’i imam hatip lisesinden okumaktan memnun olmadığını veya kararsızlık yaşadığını belirtirken; ailesinin isteğiyle imam hatip seçenlerin oranı yüzde 51, puanı başka liselere yetmediği için imam hatipe gidenlerin oranı yüzde 44.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yeni seküler dalgaya da uyum sağlayabilir. Ama tabanın buna uyum sağlaması çok zor. Muhafazakarları çok zor günler bekliyor.

Bir an önce ahlaka, akla, bilime ve eleştirel düşünceye yönelmeleri gerekiyor:

Bence Cami silueti Yalova’ya yakışır, inşallah boş kalmaz ama cemaatin silueti çok daha önemli.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

Sitemizde yapacağınız yorumlar kontrol edildikten sonra yayınlanacaktır.

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL